mirjan rooze

O site, bu site derken sanirim 5 yil oldu mirjan'i takip edeli. flickr sayfasina tiklayan bir cok kisinin fotograflarinin icinde kaybolacagini dusunuyorum.

ayila bayila izliyorum onu. sanirim cekmek istedigim fotograflari cekebiliyor mirjan.  kendini cekmesi disinda. eskiden ben de kendimi cok cekerdim ama simdi utaniyorum kendimi cekince, neden bilmiyorum. neyse mirjanin fotograflarina geri donersek, sansina denk getiriyor belki, belki ince ince dusunup hesaplar yapip da cekiyor. nedenini kestiremedim ama yasadigi yerin dogasinin, modelinin "degisik" (kendisi)  olusunun katkisi cok buyuk.. ustune sade renkler, sade kompozisyonlar da kurgulayinca bakmaya doyulmayan fotograflar.

http://www.flickr.com/photos/rooze/

ve

https://plus.google.com/photos/108445927213201714960/albums

moonage daydream

siradaki posta  david bowie ve kate moss sevenlere gelsin.

sarkimizlar birlikte tabii

narsizm

2004 ya da 2005ten beri oyle ya da boyle fotograf cekiyorum ama simdiye kadar 3 fotografimi basip duvarima asmistim onlar da soldukca solmus bembeyaz olmuslardi. bugun solugu baski merkezinde aldim ve duvarlari sevdigim fotograflarimla donattim. meger ne guzel bi hismis insanin kendi cektigi fotograflari bastirmasi duvarina asmasi. kocamanlar ve daha da kocamanlari gelsin istiyorum..

blog sikistirip kotu cozunurlukte gosteriyor fotograflari ama yine de buradalar, sectiklerim soyleydi..

nergis ve burak

nergis ve burak 19 mayıs günü yani bu cumartesi evleniyor:) yok alyans nasıl olsun, yok balayı için neresi, yok dans müziği derken sayılı günler kaldı düğüne:))


onlar kadar biz de heyecanlıyız, her zaman böyle, insan yakın arkadaşlarının mutluluğuna daha bir değişik seviniyor. buraya da yazmak ve davetiyeleri için gerçekleştirdiğimiz fotoğraf çekiminden birkaç kare fotoğraf paylaşmak istedim.

dont go

nouvelle vague dont go

fotoğraf çeken herkesin hayatında etkilendiği bir isim ya da bir şey (ne diyeceğini bilemeyip de şey demek gerçekten çok acı ama dedik gitti) vardır. Finaller zamanı senem’in bilgisayarındayım, odasındayız. “nolur bi şarkı çal, şunu çal şunu çal” diye söyleniyo. çalmıyorum. en sonunda çalıyorum istediği şarkıyı. sözleri, müziği ve klibi beni çok etkiliyor. bu klipten sonra masmavi fotoğraflar çekmeye karar verdim. sonlarına doğru sakin, sade bir mavi var klibin. daha huzur verici bir bütünlük olamaz herhalde. sakinlik,sadelik ve mavi.

işte masmavi fotoğraflardan bazıları

http://www.flickr.com/photos/belizyy/sets/72157625149694911/

ve video

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=nz6MRCwjwQo

bodensee

bodesee ülkeler arasına sıkışmış bir göl. bizce göl. ama almanlar ve isviçreliler ona "deniz" diyor. denize kıyısı olmayan ülke dese anlayacağım ama azıcık su kısımları birleşti mi hemen deniz deyiveriyorlar.

neyse turizm cenneti. turizm cenneti olan yerleri anlatasım gelmiyor hiç. ne diyim yani. tekneyle gezinti yapıyosun, bunun kenarına demir atan özel tekneler avrupanın en pahalı olanları, harika balıklar yeniyor, kışın hep sisli. sisliyken de güzel azıcık sisten arındımı isviçre dağları ayrı bi güzel.

bodensee.

daha çok fotoğraf var ama bu sislileri yüklüyeceğim şimdilik.

2012nin ilk vakitlerinde daha anlamlı gezi postları yazmayı düşünüyorum. ama şimdilik ayağımızı yorganımıza göre uzatalım işte bizlerle:

bodensee.

bunları diğerlerine göre daha fazla beğeniyorum

senem koray

merve yetkin

seda ercan

aslı umut






beyza zeki

özge ibrahim

beliz can

burçin mehmet

nilgün yiğit