18 Mart 2012

bilbao, san sebastian, bordeaux


aylar süren moladan sonra yazın olan yolculugumuzun son kısmını yazıyorum. almanya'da baslayıp fransa, ispanya seklinde devam eden sonra sırasıyla ispanya, fransa ve almanya diye sona eren, tamamen kendi keyfimize göre karar verdiğimiz bir turdu. tek amacımız ortada barselona olmasıydı. 9 gün sürdü. harikaydı.

kopukluk olmaması adına:
birinci kısım (fransa'dan ispanya'ya gidiş rotası) http://hiudivu.blogspot.com/2011/11/gezelim-gorelim-lyon-le-puy-montpellier.html




ve sırada ispanya'dan fransa'ya dönüş...

harika günler ardından barselona'ya veda busesi verip ispanya'nın kuzeyine oradan da fransa'ya uzanan rotamıza kendimizi verdik.


zaragoza'yı diğer postta anlatmısım.. zaragoza'dan sonra bilbao. beni bırakın beni bırakın beni bırakın bu caddelerde, beni bırakın beni bırakın beni bırakın bu meyhanelerde bilbao. meyhane kısmı olmasa da gerisi doğru. sanat aşkıyla yanıp tutuşanlar, ispanyaya geliyorsanız ne yapın ne edin guggenheim müzesine uğrayın. ben hayatımda ilk defa guggenheim müzesi gördüm ve diğerlerini görmek için de can attığımı tüm yürekliliğimle ya da tüm yüreğimle söyleyebilirim (aman ne varsa bunda yürekli olacak, lafın gelişi). bu arada kutluğ atamanının televizyonla ilgili bir sergisi vardı burada. büyüleyiciydi. gurur duydum:)


guggenheim dışında mimari güzel. az fransız az ispanyol bir şehir.









diger planımız san sebastian'da kalmaktı fakat bir de bakalım o da nesi? fiyatlar cok cok pahalı. denizi, kumsalı gayet sıradan. film festivali olur, sanatsal ortamlara giricem derseniz gidin. biz kalamadan bordeaux'a geçtik.

ama iki fotoğraf koyayım yine de




ve tekrar fransa. bordeaux. asmalı mescit gibi sokaklar, şarap magazaları, üzüm bağları. dünyanın en pahalı şarapları burada ama şarabın memleketi olması nedeniyle bebeklerimiz ucuz. türkiyede 150-200 liraya aldığınız bordeaux şarabı burada 20 euro falan. özelliği birden fazla üzüm çeşidinden elde edilmesi ve yüzyıllardır aynı olmalarıymış..
gerçekten çok lezzetliler. şehrin aşağısından kocaman nehir geçiyor (garonne nehri). sol tarafında minik sokaklar. dediğim gibi asmalımescit sıcaklığını buldugum için çok keyifliydi. kibar insanların şirin sokakların şehri. fransa'nın en ılılman , üstünden güneş eksilmeyen şehri. her gördüğüm şehirde burada yaşamak ister miyim diye düşünürüm. bu turda da 3 ülke 11 şehir gördük içlerine yaşamak isteyeceğim yer iki tane.
birinci olarak ispanya- barselona, ikinci olarak da fransa bordeaux'dur. keşke ileride fırsatım olsa da bir-iki haftalığına da olsa yaşasam mesela bordeaux'da...hoteller biraz pahalı olabilir ama tam olarak tren garının oradaki hoteller uygun ve temiz. balayında uzaklara gitmek istemeyenlere tavsiye ederim bodeaux'yu. huzur dolu.

işte bordeaux















2 yorum:

  1. belissimo barselonayı çok anlatıyorsun biliyorum ben acayip merak ediyorum. belki bir gün hep beraber topluca gidebiliriz, ne güzel olur :) içim açıldı fotolara bakınca :)

    YanıtlaSil
  2. hep birlikte gitsek şahane olur. atarız kendimizi oraya, sabahtan akşama sokaklarda kayboluruz. neden olmasın derim sana.siz bu sene bi phi phiyi halledin de bakayım:))

    YanıtlaSil