forever 21 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
forever 21 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Şubat 2015

pazar postası 6

    Taşındık. 
    Tam tamına bir günde apar topar taşındık. Ben oldukça duygusala  bağladım tabii.  Topu topu 200 metre yandaki binaya taşındık ama yine de çok özlüyorum eski evimizi. Taa 3 sene önce ilk gördüğümüz an aklımda. Emlakçı "BIliyorum çok yoruldunuz ama son bir ev var istediğiniz muhitte hem manzarası da çok sevimli ." dediğinde burun kıvırıp istemeye istemeye ziyarete gitmiştik ama giriş kapısından girdiğimiz anda birbirimize bakıp nasıl gözlerimizin parladığına şaşırmıştık Svenle.. Kontratımız zaten üç senelikti yani çıkacağımız belliydi ama YİNE de çok koydu. Yeni evin yatak odası, eski evdeki Melissa'nın odasını görüyor. Her gün bakıyorum. Bomboş. Jaluzi en son benim bıraktığım gibi.. Hiç değişmemiş.. Melissa'nın yatağına güneş gelmesin de gözünü almasın şeklinde duruyor jaluzzi. Melissa orada değil, benim yanımda, o odada artık Melissa'nın yatağı yok.



    Neyse bu kadar duygusallık bu gönderiye yeter:) Kolilerim halaa ve halaa tamamen boşalmış durumda değil. Sven 1 haftalığına yurt dışındaydı ve dönünce onu mis gibi bir evle karşılayacağıma dair söz vermiştim ama tutamıyorum sanırım. Dolaplarımız hala gelmedi, dolap yoksa kolileri boşaltmak da anlamsız. Evden çıkmam tamamen başlı başına bir olay. Siyah kazağım hangi kolide, çorabım nerede.. Bir haftadır aynı kot pantolana ve aynı kahverengi göz kalemine teşekkür ediyorum.

    Alt katımızda minik bir bebek var, sanırım 1.5 aylık falanmış, minik minik gece 11lerde ağlıyor, hemen eski günler gözümün önünden geçiveriyor.

     Dün Melissayla parka gittik, kaydıraklara çıkan merdivenlere elimden tutup 8 defa çıktı ve 8 defa indi. 30 dakika sürdü.. O kadar yorucu ki:) Kucaklayıp çıkarmak bana kalırsa daha kolay ama kabul etmiyor, illa kendisi çıkacak. En sonunda yeter artık çıkmayalım dediğimde ağlamaya başladı, merdivenlerin önünde. pek mudehale etmedim." Bak salıncak var" şeklinde dikkatini dağitmaya çalıştım. Pusete koyup eve doğru giderken ağlamaya devam etti, ben de güzelce anlattım, "şimdi eve gideceğiz, evde güzel oyuncaklarınla oynayacağız sonra yemeğini içeceksin, güzel bir uyku çekeceksin" diye. İşe yaradı.. Çocuklara" Ay park kapanmış." ya da "Parkı çalmışlar." gibi çocukça olduğunu sandığımız yalanlar yerine güzel güzel  açıklamalarla gidersek daha doğru ve daha kolay oluyor gibime geliyor.

Haftanın Şarkısı: Liz Fraser'in sesinin en yakıştığı şarkılardan biri. Bomboş sokaklarda gece araba kullanırken ya da sahilde yürürken mis gibi gidiyor. <3 



Haftanın Hazır Giyimi: Forever 21'dan aldığım çiçek baskılı bodysuitlerle çok mutluyum. Tam olarak aşağıdaki fotoğraftaki iki tanesini aldım. tanesi 3-4 euro mu neydi:) Yüksek belli pantolanlarla şahane oluyor.

Haftanın Tasarımı: Her şeyi geç keşfettiğim gibi eşarpların büyülü dünyasına da 33. yaşımın içinde adım atıyorum. Hermes eşarplar gerçekten birer tablo gibi, napıcaz?

Haftanın Bebek Ürünü: Xylofon ya da ksilofon. Herhangi bir markadan bulabilirsiniz bize doğum günü hediyesi olarak fisher pricedan gelmişti,  iyi geliyor, eğlendiriyor. Sıkılmadan dahil olduğunuz bir oyuncak haline geliyor:)


Haftanın Sözü: Bu sözün üstüne parmağımı basarım arkadaşım. Ciddi, çalışıyor.


Haftanın Fit Motivasyonu: Bu hafta fit bir hafta değildi, annem sayesinde sarmalar, kızartmalar oh yes, schön, wunderbar idi, motivasyon da yok:)

Haftanın Ünlüsü: İkisini de ayrı ayrı seviyorum, Benim gelmiş geçmiş favori çiftlerimdarasında Sean Penn ve Madonna zaten vardır fakat Charlize Theronla olan romantik mıcırdamaları ilk sıraları  zorluyor Sean Penn beybimizin. Charlize Theron zaten ayrı bir case. Cani filminin ilk yarısı neredeyse bitecekti "Hani abicim Charlize ne zaman filmde endam eyleyecek?" diye sorarken ve jetonun düşmesiyle "Aaaaaaa" tabii. Çok güzeldi film. Hatta soundtrackinde Natalie Merchant - Carnival vardı.. Dur dur hemen burada linki de vereyim şarkıya..




















7 Kasım 2014

şu aralar neler aldım

Bu bloğun amacı ne diye soruyorum kendime? Bu bloğun bir amacı yok, herhangi bir yaraya merhem olma, bir probleme çözüm olma niyetinde değil. Bu bloğun tek amacı içimdeki yazma isteğini giderme. Belki ileride Melissa okur falan:) Ne tatlı olmaz mı?
Melissa'yla ilgili bir postu bu hafta içinde yazacağım ama şimdi ben neler yapıyorum az ondan bahsetmek istiyorum.
NYC'de tanıştığım Forever 21i'n Beriln'de olduğunu keşfetmemle hele bir de online satışının olduğunu öğrenmemle zilleri taktım çiki çiki yaptım.
Bir de ne alırsan 5-10-20 euro indirimini kıstırıvermemle saldırdım beybilere.
 Henüz kavuşamadık ama yine de paylaşmak istiyorum.